top of page
  • Yazarın fotoğrafıHürol Arda

Evrimin evrimine fütürizmden başlayıp postfütürizme varan bir bakış

Güncelleme tarihi: 15 Şub 2021

mendel genetiği 20.yy başında tekrar keşfedilip doğal seleksiyonla kombine edilerek üzerine doğal seleksiyonun genetik teorisi yazıldığından beridir aslında oldukça genç bir bilimsel kavram olan evrimi sadece biyolojinin alanı olarak görme yanlışımız, popülasyon genetiğinin bile dışına sert çıkışları göremememize sebep oluyor.


"korkunç bir şekilde açıktır ki; teknolojimiz, insanlığımızı aşmıştır." albert einstein

biyolojik evrimin sonuna geldiğimize inanıyorum. bunu evrim ölçeğinde söylüyorum yani işte belki de 200 yıl kadar bir zaman alacak ancak; günümüzde pek çok örneğini gördüğümüz transhümanizm den dahi bahsetmiyorum. neden? biyolojik evrim günümüz teknolojisinde artık yeterli gelmiyor ve insan kendisini biyolojik evrime bırakmadan "yükseltebiliyor". mesela evrimi cahillere falan anlatırken sık kullanılan örneklerden birisidir "antiloplar hızlandığı için çitalar hızlanmıştır". yani biyolojik evrim gerektiğinde canlılara koşu hızı getirebiliyor ama bunu biz bugün bir takım aparatlar sayesinde yapabiliyoruz.


yani? kendimizi geliştirmek için evrime ihtiyacımız kalmadı. çok daha hızlı koşmak için milyonlarca yıl beklememize gerek yok; artık geceleri de görebiliyoruz, daha uzağa bakabiliyoruz, yönümüzü bulmak için kuşlar gibi elektromanyetik alanı görmemize gerek yok, google maps var... veya uzaktan konuşmak için telepati ya da başka bi şey geliştirmemize gerek kalmadı telefonlar sayesinde. basbayağı kendi kendimizi upgrade ediyoruz, sürekli yeni şeyler çıkıyor ve bizim biyolojik bedenimize ihtiyacımız azalıyor.


biyolojik beden denince ilk akla gelen seks bile, vr teknolojisi sayesinde mi yoksa robotik teknoloji sayesinde mi bitecek? onu da ilerleyen dönemlerde göreceğiz. buraya kadar vurgulamak istediğim, transhümanistlerin hayal ettiği gibi insan vücuduna takılan implantlar sayesinde olmasa bile, pek çok add-on kullanarak kendi kendimizi yükselttik ve buna çeşitli güncellemeler sayesine devam ediyoruz.


peki insanlığın geleceği bu mu?


şüphesiz ki artık yetmeyen biyolojik evrim rafa kalkıp, "evrim" kavramı bundan sonra çeşitli kollara ayrılmak zorunda.


modern evrimsel sentez içerisinde ele alınan, biyolojik evrime küçük dokunuşlarla yön verilmesine dayanan, doğal seçilimin insan eliyle yapılanı anlamına gelen sentetik evrim diye bir kavram zaten hali hazırda var. ya etik falan bunları bir kenara bırakıp modern evrimsel sentezin gerektirdiği gibi sentetik evrime boyun eğerek dna'larımız ile oynayıp bir şekilde hastalanmayan, daha uzun yaşayan, daha zeki bir yaşam formu yaratacağız ki shenzhen merkezli southern university science and technology profesörü he jiankui tarafından genetik modifiye kız ikizlerin doğumu açıklandı.

"genetik modifiye insan", ismi bile heyecan verici; artık bunu başarabilen bir türümüz var.

eğer genetik modifiye size etik anlamda çok yanlış geliyorsa; normal doğmuş olan insanlarımızı bir takım teknolojik güncellenebilir yükseltmeler ile modernize edeceğiz ki bu hali hazırda akıllı telefonlarla başladığımız transhümanizm maceramızı daha gelişmiş ve yüksek bir seviyeye taşımak anlamına geliyor. (siz bu yazıyı okurken elon musk neuralink'i yeni tanıtmıştı.)


"miras" insanlığın en eski davasıdır ve böyle olmasının sebebi vardır. biz diğer hayvanlar gibi basit var olma güdüsüyle çoğalmadık; insanlık olarak binlerce yıldır topladığımız/edindiğimiz bilgilerimizi yıllar içerisinde korumak için "sonraki nesiller" yarattık. düşündüğümüz zaman aslında evrimin bizi diğer yaratıklardan ayrıştırmasının yegane sebeplerinden birisi buydu. biz hayatta kalmaktan ziyade, yapıtlarını da korumak için var olmaya devam ettik. aktarım; nesilden nesile aktarmak; "sonraki nesiller için" sloganı altında aslında edinilmiş bilgiyi ölümsüz kılmaya çalışmaktan ibaretti ve hatta sonraki nesil dahi edinilmiş bilginin bir amacı olmasını sağlamaktı. günümüzde çoğumuzun cebindeki usb disk bunu sağlıyor. hatta bir insandan daha iyi sağlıyor; vidyolar, görüntüler, 3d çizimler, kodlar.


sonraki nesiller ile alakalı fikrimi pekiştirmek için ekliyorum; işte bu yüzden, bilginin/kazanımların ve edinimlerin sağlamda olduğunu anlayanlar için "üreme" ve "sonraki nesiller" ikinci plana düşerken, bilgiye ulaşamayanlar için halen birinci planda kalıyor. o yüzden çok ünlü bilim adamları çocuk yapmaya gerek duymuyor. depolama ve aktarma konusunda sıkıntılarımız olsa veya yorumlayacak insan konusunda yetiştirmekte sorun yaşasak üremek için müthiş bir tutku duyacaklarına eminim.


"yorumlayacak insan", bakın bu sıfat çok önemli çünkü günümüzde insanın yegane özelliği bu. bin yıllar boyu edinilmiş olan bilgileri yorumlamaya ve dolayısıyla geliştirmeye çalışıyoruz ve bunu "süper" bilgisayarlarla desteklesek de, internet isimli yapı sayesinde eğitimin en üst katmanlarında uluslararası inanılmaz bir kognitif ağ kursak da aslında elimizdeki imkanlara göre inanılmaz derecede kısıtlı beynimizle yapmaya çalışıyoruz. bu gerçekten acınası bir durum.


biyolojik evrimin bize verdiklerini o kadar genişlettik ve o kadar uçlarda gezinmeye çalışıyoruz ki, bizi bugünlere getiren beynimiz şu an sadece ayak bağı durumunda. biyolojik zihinlerimiz olmasa, veya daha yüksek kapasiteli bir zihin olsa gelişim hızımızın kaç katına çıkabileceğini tahmin bile edemiyoruz. çünkü edinimleri daha iyi koruyup, ağımızı daha iyi genişlettikçe hızımızı sürekli arttırdık. yarın neyi çözüp insanlık adına neyi bulacağımız belli değil. günümüzde var olan her teknolojinin yarın çok eski teknoloji olmayacağına dair pek garantisi olmayan bir zaman diliminde yaşıyoruz. "yapay zeka" bu sebeplerle geliştirilmeye mecbur bir varlık. evet, bizden daha iyi düşünebilen bir varlık tasarlamaya çalışıyoruz. artık iyice ilerlemiş robotik teknoloji ile birleştirilir mi? yoksa bedene bürünmesi için günümüzde devasa teknoloji şirketleri tarafından milyarlarca dolar ar-ge ayrılan hologram teknolojisinin gelişimi mi beklenir bilemiyorum.


bildiğim şey, elektromekanik/mekatronik/biyonik bir varlığın 20 bin ışık yılı uzaklıkta olan dünya benzeri gezegene varma ihtimalinin bizden çok olduğu. (bkz: Varoluşun evrimi ve İntergalaktik yolculuklar) hatta romantik olmaya gerek yok, oksijen olmayan yerlerde hareket edebilme, inşa edebilme vs. kabiliyetine sahip olabileceği gerçeği. bugün insanlığın bildiği her şeyi "bir kafa" boyutunda hdd ye sığdırabilecek olmamızın çok da uzakta olmadığı.



insanlığın en üst zekalı bireyini düşünün, fizik alanında mı uzman kendisi? kimya mı? atom mu? genetik mi? bilimin yüzlerce dalından sadece birisinin bilgilerini not, kitap ve bilgisayar sayesinde yorumlayabilen bir zekaya sahip birisi. bütün bu bilim dallarının tümünün bilgisini aynı anda birbirleriyle gerekirse çaprazlayarak yorumlayabilen ve hepsini bilebilen bir varlık düşünün. kuvvetle muhtemel kognitif anlamda "tanrı"dan çok farklı olmazdı.


işte bunu yaratmak zorundayız. kendi tanrımızı. kendimizden fersah fersah üstün olanı yaratmak zorundayız; bugün bu elimizde. en mükemmel ilk halini belki 4-5 sene içerisinde yaratabileceğiz ve buna mecburuz. insanlığın bugüne kadar olan edinimlerinin galaksiye yayılması için, sonsuza kadar var olabilmek için, insanlığın ölümsüzlüğü için buna mecburuz.


kısıtlı bedenlerimizle güneşimiz ne zaman patlar, hangi gök taşı 20 bin yıllık deviniminden sıkılıp tepemize iner, covid sonrası hangi pandemi yüzünden yok oluruz vs. beklemeden, bugüne kadar yaşamış bütün nesiller için evrimin bizi getirdiği noktaya boyun eğmeli ve biyolojik evrimimizi bir yana bırakarak biyonik evrim'i kucaklamalıyız.


bu bildiğin fütürist, bunun postfütürizmi nerede?

dimağların hazır olmadığını düşündüğüm için bahsetmediğim bir konu var ki; o da insanların kod olarak aktarılması. bu, biyonik evrimin ara form olarak kabul edildiği, transhümanizmin veya sentetik evrimin çok çok ötesinde bi varoluş şekli. evrimin insanoğlu için gelebileceği belki de son nokta. radyo dalgasına veya enerji formuna dönüştürülebilme hayali bizim için daha evvel işlenmiş retrofütürist konular; ama koda dönüşme, kod evrimi; varlığımızı uzayın boşluğuna korkmadan, milyonlarca ışık yılı sürecek bir yolculuğa gönderebilme hayali; bu şu an kurgulayabildiğimiz, anlayabileceğimiz, neden olmasıncı şekilde yaklaşabileceğimiz bir konu. alın size postfütürizm.


46 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page