top of page
  • Yazarın fotoğrafıHürol Arda

Kolektif çalışma adına normlar ve Sid Meier

Güncelleme tarihi: 15 Şub 2021

Toplumlardan ve devletlerden önce, henüz milliyet ve din dünya üzerinde yokken insanlığın tarıma geçmesiyle beraber artan nüfus beraberinde kolektif çalışmanın zorluğunu da getirdi. Ne kadar çok insan, o kadar çok amaç, o kadar çok düşünce; o kadar çok hareket tarzı demekti.  Bugün tarımdan pek bir şey anlamayan biz modern insanları bir tarlanın başına koysan çok eminim ki tarlayı ekmek üzerine fantastik fikirler çıkacaktır. Çünkü insan böyledir; her bireyin bir fikri ve bir amacı vardır.



İnsanları bir tarla etrafında toplayıp onlara ürün tabanlı bir amaç sunabilirsiniz ama bu zanaatkâr veya savaşan ya da bambaşka yetenekleri olan insanların aynı amaç etrafında toplanmasını güçleştirir. Zanaatkâr malını tarlacılarla takas eder, savaşçı zorla alır; ama bunları birleştirecek bir üst irade “yahu çiftçi tarlayı eksin, zanaatkâr ona alet sağlasın, savaşçı korusun sonra oturup hep beraber yiyin” dediğinde toplumsal normlar ufaktan kendini göstermeye başlar ve hızla çoğalırlar. Çünkü her kural, beraberinde yeni bir kural getirir.


Kurallar aslında toplumların iyiliği için gözükse de amaçları korur. Evet, günümüzde devletin bekası bir amaçtır.


İnsanlık toplumsal normlarla belirli bir amaç edindikleri anda aileler birleşerek kabileleri oluşturmaya başladı ve bu sefer de ortaya yeni bir sorun çıktı; düşmanlık. İnsan için en büyük tehlike gene insandı ve kendi amaçları etrafında birleşen insanlar birbirleri ile savaşmaya başladılar. Savaşlar güçlü olanların daha da büyümesine yol açtı ve insan dediğimiz kitle hızla, amaçla, normla falan da bir arada tutulamayacak hale gelmeye başladığında yönetimi ve kolektif çalışmayı çok kolaylaştıran bir şey icat edildi; “din”.


İnsanların sadece dünyadaki değil, öldükten sonraki amaçlarını da (tabii ki ölüme daha kolay gitmelerini de sağlayan) düzenleyen kitabi dinlerden tutun, çok tanrılı dinlere kadar inanç sistemiyle, insanların yöneticilerin isteklerine uygun davranması, yani uslu durması sağlandı. Mesela çok tanrılı dinlerde evcil hayvanları koruyan bir ruh veya tanrı vardı ve insanlar evcil hayvanlarına başkalarından gizli de olsa kötü davranmaktan imtina etti.


Bu aslında oldukça büyük bir güç, inanç sistemi ile kitleleri yönlendirmek ilkel de olsa inanılmaz bir toplumsal olgu.


Tarihin bir yerinden sonra sınıflar iyice oluşup derinleşmeye, hatta insanların sınıfı doğumundan itibaren belli olmaya başladı. Çok yakın zamana belki de 30-40 yıl evvelsine kadar sınıflar arasındaki geçiş günümüzdeki kadar hoyratça ve kontrolsüz değildi. Bu kontrolsüz geçişin en büyük mimarlarından birisi Türk köylüsüne dünyada soylu şapkası olan fötr’ü giydiren Atatürk’tür.


Velhasıl kelam; insanlık artan popülasyonunun da etkisiyle amaçlarını korumak için kolektif çalışmaya, kolektif çalışmayı bir arada tutmak için de üretken olmaya mecburdu ve hem endüstri devrimi hem de Marx ile beraber ideolojiler çağı geldi.  


Artık sadece din değil, üretkenlik, milliyet vesair de övgü alıyor, insanları belirli bir amaca bağlamak, ortak hareketlerini sağlamak için çeşit çeşit propaganda yöntemleri geliştiriliyordu. Bununla bağlantılı yüzlerce felsefeci yüzlerce siyaset bilimcisi yüzlerce ve hatta binlerce kitap yazdı. Sadece propaganda için yapmadılar bunu, inandıkları illüzyonu insanlarla paylaşma pahasına da yaptılar.


Ama hiç birisi “gerçek amacı” ilk çıkış tarihi 1991 olan bir strateji oyunu civizilation kadar iyi anlatmadı. İdeoloji olarak Otokrasi’yi seçer ve “Nationalism” ilkesini benimserseniz ordunuzun bakım masrafları %33 düşüyor veya militarizmi benimserseniz  her kurulan kışlada halkın mutluluğu artıyor. Düzen ideolojisini seçer ve vatanseverlik ilkesini benimserseniz kendi topraklarınızda %15 daha güçlü savunma yapabiliyorsunuz. Özgürlüğü seçer ve kapitalizm ilkesini benimserseniz topraklarınızdaki her banka insanlara mutluluk veriyor; dincilik yolunda gidip daha çok tapınak dikerek daha çok para kazanmayı da seçebilirsiniz tabii ki.


Sid Meier tarafından dahice oluşturulmuş bu oyunda amaç dünya hakimiyeti / liderliği ve bunun için insanların peşinden gidebileceği her şeyi enstrüman olarak kullanabiliyorsunuz ve her şey; nüfustan coğrafyaya, turizmden sanayiye, bilimden sanata kadar amacınıza hizmet ediyor.


Gerçek dünya farklı mı gerçekten?

14 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page