Bir iq haritasını açıp bakarsanız islam coğrafyasının diğer ülkelerden bariz şekilde negatif ayrıldığını görebilirsiniz. hatta bazı islam ülkelerinin ortalaması bilinen yüksek maymun iq'larından daha bile aşağıda kalıyor, durum o kadar vahim.
peki bunun sebebi ne? müslümanlar neden mental anlamda dünyanın geri kalanında daha yetersiz ve başarısız? fark daha da açılırsa neler olur, gelin bi göz atalım.
doğa, ayrıntılara baktığınızda o kadar da mükemmel değil; muhteşem bir yapıttan ziyade uzaktan harika görünen ama ayrıntılara indikçe saçma sapan bir hale gelen amatör bir sanatçının tablosu gibi. anneleri tarafından dışlanan albino aslanlar, boynuzsuz doğan gergedanlar, arka bacakları hala duran balinalar... mükemmel işleyişten ziyade sürekli defekt veren ama uzaktan baktığınızda tam tersi gibi duran bir tablo. cahiller için güzel, bilenler için oldukça kusurlu. bir sanat aşığı ile, hayatında ilk defa sergiye gelmiş bir egzoz ustası arasındaki fark tam da bu tablonun karşısında ortaya çıkıyor.
bütün kusurlarına rağmen biz doğayı seviyoruz, mükemmel olduğu için falan değil; yaşadığı için.
işte bu yaşamın bir döngüsü var, canlı doğuyor, ürüyor ve ölüyor. bu döngünün arasındaki her şey aslında süs, ayrıntı, detay. aradaki detayları yaşamının merkezine oturtmak ise insanoğlunun yaptığı hareketlerden bir tanesi. mesela buchholz rölesi diye bir şey var. max buchholz tarafından bulunmuş, transformatörler için hayati öneme sahip. bu detayın konumuzla ne alakası var? insanın var olma çabasına sadece yaşam-üreme-ölüm üçgeninde değil, aynı zamanda doğada pek önemli olmayan her detayda rastlıyoruz. ismini önemli bir buluşa vermek apaçık bir "var olma" çabası.
doğaya baktığımızda işler daha basit, erkekler süslü; gösterişli, dans ediyor kavga ediyor. ne için? seçilmek için. çünkü doğada her zaman kadın, çiftleşeceği; doğduğundan beri taşıdığı kıymetli yumurtalarını dölleyecek erkeği kendisi seçer. işte bütün kusurlarına rağmen şunu biliyoruz ki "doğa" her zaman hayatta kalanı, güçlüyü korur; daha ileri götürür.
işte islam coğrafyasındaki sıkıntının yeganesi bu. islamda kadına erkeğini seçme hakkı falan verilmez. daha 20-30 seneye kadar şehirli olmayan kadınlar için başlık parası vardı, mal olarak görülüyorlardı. parasını veren kadını döllüyordu.
bebeğe zekanın anneden geçtiğine dair tartışmalı bir takım araştırmalar var. tartışmalı konuda herkesin söylediği bir kelime, anne ve baba için genetik makaleler bulabilirsiniz; ama kesin olarak bildiğimiz bir takım gelişim gerçekleri var; anne mutsuzsa bebeğin iq su gelişmiyor. çocuk ceza alarak yetişiyorsa öğrenme yetisini kaybediyor.
anne eşini seçmezse mutsuz olması kaçınılmaz. boşanmak/kurtulmak istediğinde gideceği yer olmayan kadın için hapis hayatına dönen evde mutlu olmasına imkan yok. bu sadece davranım olarak değil, cinsel anlamda da karşımıza çıkıyor; türkiye de kadınların %80 kadarı orgazm olmadan ölüyor mesela. bu korkunç bir rakam. boşalma süresi ortalamamız zaten bir kadını tatmin edecek kadar uzun değil, 1 dakikanın altında. bunun konumuzla ne alakası var? çünkü sünnet sıcaklığa alışık olmayan penis başlarını ortaya çıkartıyor. bunun sonucu olarak da erkek hem çamaşır, pantolon vs. sürttüğünden sürekli tahrik oluyor, hem de kadının sıcaklığı karşısında hemencecik boşalıyor. hem insan olarak yapması gereken işler aksıyor, hem de işlerini aksatan "sebep"te amacına ulaşsa bile "başarısız" oluyor. 1 dakikada boşalan adam başarısızlığının farkında değil mi? bal gibi de farkında. eşşek gibi kadınını tatmin edemediğini biliyor; islam ayıpların üzerine örtülen örtülerin en hayırlısıdır. :)
aşk yok, seks yok, kendisine değer veren koca yok. bu kadının nasıl bir psikolojide olup nasıl bir çocuk yetiştireceğini düşünebiliyor musunuz? çoğu anadolu çocuğunu kendi evladı olarak değil, babasının piçi olarak görüyor. sonuç hırsını çocuktan çıkartan bir kadın olabiliyor, bu gerçekleşmese bile mutsuz bir kadının çocuğu için mental gelişim mutlaka kısıtlanıyor.
ve kadına zulüm, kadının adı olmaması, 4 kadın vs. gibi şeyler islam coğrafyasına sinmiş olduğu sürece iq seviyesinin yükselmesi mümkün değil. yani "islam" coğrafyasında iq seviyesinin yükselmesi pek mümkün değil. aradaki fark ise günden güne açılıyor.
mesela bugün herhangi bir vatandaşını türkiyede pek çok şehirde her adım başı görebileceğiniz islam ülkesi senegal'in iq ortalaması 60.
peki ne olacak? yani iq seviyesi arası açıldıkça ne olabilir?
sonuçlarını yavaş yavaş görüyoruz. çin türkiye de fabrika açmaya başladı, çin. 3ncü büyük telefon fabrikasını açıyorlar. dünyanın amelesi oluyoruz yavaş yavaş. işler o kadar değişti ki; modern dünyanın amelesi olmak için ~90 iq ya ihtiyaçları var, o yüzden türkiyedeler. biz de laik olduğumuz için şehirler ve şehirliler sayesinde iq seviyemizi belirli bi seviyeye kadar koruduk bugüne kadar.
islamlaşan bir ülkede ise iq seviyesi korumak zor. mutsuz kadınlar, kötü eğitim; memleket sömürgeye doğru gidiyor yavaş yavaş.